-Bir öğretmen bütün dersleri anlatamıyorken ben nasıl bütün dersleri anlayayım?
-Düzenli çalışacaksın kardeşim, her şeyin başı düzenli
çalışma.. Düzenli çalıştın mı her şey olur.
Peki yediğimiz yemeğin, uyuduğumuz uykunun bile bir düzeni yokken nasıl olacak ta düzenli çalışacağız ?
Maalesef eğitim sistemini eleştirerek, kötüleyerek bir
sonuca varamayız. Her türlü yanlış anlaşılabilecek bu cümleyi şöyle açıklayayım
isterseniz. Lisede sayısalcıydım ve 11. sınıfta derslerimin arasında sosyoloji,
felsefe vardı. 'Üniversite sınavında bu soruları çözmeyeceksem neden okulda
dersini görüyorum ?', 'Bu bana ancak zaman kaybettiriyor bunun yerine
matematikten 50 soru çözerdim şimdi.' diyerek kendimce
triplere giriyordum. Hatta tribin boyunu o kadar büyüttüm
ki derste hocayla göz göze gelmiyor
ve dersini dinlemiyordum. Sanki bunlar onun suçuymuş gibi. Ama gel gelelim
okulda o derslerin sınavına
girmek zorundaydım. Yani bu sorgulamalar
kendimce eleştirmeler, beni o derse
girmekten, o dersin sınavına
girmekten, hatta o dersin yıl sonu ortalamamı
etkilemesinden bile kurtaramadı. İşte eleştirerek ve kötüleyerek sonuca
varamayız derken bunu kastediyorum.
Bir
kaç kez
de 'Bu üniversite
sınavı saçmalığı nedir yani? Bütün
geleceğimizi bir sınav
mı belirleyecek şimdi?
Böyle şey
mi olur.. ' gibi düşüncelere girdim. Çalışmayı bıraktım.
Sonra yine gaza gelip bir yerlerden yakalamaya çalıştım.
Yakalayamadım..
Girişi her zamanki gibi yine biraz uzattım affola. Ama
bir şeyi öğrenmeden önce neden öğrendiğimizi de bilmemiz gerekir. Bu sayfaya
girip bu yazıyı okuyorsan demek ki sen de öğrenmek istiyorsun. Ama neden
öğrenmek istiyorsun? Çünkü sen de çok kez benim yaptığım gibi sorguladın, isyan
ettin, rest çektin, sonra gaza gelip yeniden başlamak istedin, hevesin kaçtı,
yarım bıraktın, yapamadın... Ama artık yeter dedin ve araştırmaya başladın.
İşşşte bu güzel haber :)
Şimdi gelelim esas meseleye: NASIL DÜZENLİ
ÇALIŞACAĞIZ?
Hedef belirleme kısmını hallettiğimizi varsayıyorum
ama hala hallolmadıysa 5 Adımda Bana Uygun Meslek Nedir? yazıma ışınlanabilirsin
:)
1.) Öncelikli Dersleri
Belirle
Gördüğün kaç ders varsa
bunları bir kağıda öncelik sırana göre yaz. Önceliğini ister sevdiğin derslere
göre belirle ister bölüm derslerine göre, istersen kötü olduğun derslerden iyi
olduğun derslere doğru , sen bilirsin bu senin programın olacak. Lisede
olduğumu varsayarak ben aşağıdaki gibi bir örnek hazırladım.
Bu ne işimize yarayacak? Örneğin kendine günde iki derse çalışma hedefi koydun. Önce hangisinden başlayacağım, nerden başlayacağım diye zaman kaybetme sorunun ortadan kalkmış olacak. Öncelik sırası hangisindeyse ondan başlayacaksın. Ama bazen istisnalar olabilir. Mesela bir hafta
sonra hem matematik hem fizik sınavın vardır. Matematik senin için daha önceliklidir ama
fizik dersinin bir önceki sınav notu daha düşüktür. Bu durumda fizik
çalışmayı ön plana alman gerekebilir. O yüzden ayda bir bu listeyi
yenileyebilirsin.
"Kimya senden nefret ediyorum ama
bu sıralar seni ilk sıralara almam gerek."
2.) Defterler Arası
Muhabbet
Okula giderken ya da dershaneye yanında
tek bir defter olsun. Sağ üst köşeye tarihi at. Ders adını da başa yaz.
Öğretmenin aldırdığı notlar, söylediği önemli bir şey, araştırman gereken bir
konu, yapman gereken ödev vs. her şeyi oraya hiç bir düzen gözetmeksizin,
renkli kalemlerle silgilerle uğraşmaksızın yaz. Çünkü renkli kalemler, güzel
yazacağım diye yazıyı yetiştirememeler, 'hocam nerede kalmıştık?', 'hocam
yavaş, hocam bi sn!' ve sonunda 'yazmıyorum ulan!' ve dersten anladığımız bir
hiç :) Ama korkma renkli kalemlerden vazgeç demiyorum onlar bizim
canlarımız. Onları sadece ders esnasında kullanmayacağız.
Gelelim esas defterlere. Bu tek bir
defterle yetinmeyeceğiz tabi ki. Her ders için ayrı bir defteri o derse özel
şekilde ister süsle ister renklere göre ayır ister hepsi aynı tip olsun
üzerine etiket yapıştırıp dersin adını yaz sana kalmış. Eve gittiğinde o
tek deftere yazdığın notları evdeki ilgili dersin defterine geçir. Hem
düzenli tuttuğumuz defterler oldu hem de bedavadan tekrar yaptık :)
3.) Haftalık Plan
Hazırla
Bir önceki yazımda sözünü ettiğim, bana en
faydalı gelen program stili haftalık planlama. Her yerde sıklıkla gördüğün;
8:00 Uyanma
8.30 Kahvaltı
.
.
.
15.00 Ders
..
Ay daha fazla devam edemiycim bana bi
fenalık geliyy :D
Hiç birimiz robot olmadığımıza göre böyle
bir program uygulayarak çalışmamız ve başarılı olmamız biraz güç. Tabi
gerçekten bu şekilde çalışanlar da var ve onlara gerçekten
inanamıyooğğrmbnbıfldn.
Neyse ciddileş. Haftalık programı nasıl
hazırlayacağız? Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı bir yazı yazmak istiyorum ama
şöyle özet geçeyim: Tekrar etmen gereken konular, çözmen gereken soru sayısı,
araştırman gerekenler, okuman gereken kitap, izleyeceğin film, gideceğin bir
yer, yapman gereken bir iş... hepsi sana kalmış ve bu program sadece ders
çalışmak içerikli değil senin aynı zamanda sosyal de olman, gezmen, film
izlemen, istediğin bir kitabı okuman, hobin neyse onu yapman da gerek.
Bir hafta için bütün yapman gerekenleri
yazıyorsun ve yaptıkça tik atıyorsun bu kadar basit. Bugün soru çözmek
istemiyorsan çözme ama yarın iki katı çözmen gerek çünkü bir hafta sonunda
bütün yapılacakların bitmiş olması gerekiyor.
Bitmedi mi? bu hafta yapman gerekenlerin
bazılarını yapamadın diyelim. O zaman önümüzdeki hafta planına geçtiğimiz hafta
yapamadıklarını da eklemen gerekecek. Bu da yükünü biraz arttırır. Dolayısıyla
sen en iyisi her hafta yapman gerekenleri bitirmeye çalış.
4.) Gerçekçi Hedefler
Koy
Yine bir önceki yazıda bahsettiğim
gerçekçi hedefler koyma konusundan bahsedelim. Herkes kendi kapasitesini az çok
biliyor. Ne kadar süre ders çalışabildiğini, hangi süreden sonra dikkatinin
dağıldığını, ne kadar soru çözebildiğini, hangi konularda iyi olduğunu, hangi
konulara daha çok çalışması gerektiğini. Kendini gerçekçi bir şekilde değerlendir.
Ve yapamayacağın hiç bir hedefi listene koyma. Haftada 1000 soru
çözemeyeceğiniz bildiğin halde bu hedefi koymak, hafta sonunda
yapamadığını görüp motivasyonunu ve inancını kaybetmekten başka bir işe
yaramaz. Ama bu hafta 100 soru çözeceğim dedin ve çözdün. Bu seni daha da
motive eder çünkü hedefe ulaştın. Sonraki haftanın hedefini 110
koyabilirsin yada 150 bu artış da seni motive edecektir.
Ben mesela ne kadar çok
çalışsam da şu Obeb- Okek problemlerini çözemiyordum. Her seferinde konuyu
anladım diyordum ama yine de sorulara gelince sanki hiçbir şey anlamamış gibi
kalıyordum ve en baştan çalışmaya başlıyordum ve yine aynısı.. Yaptığım hata
sürekli konuya yeniden çalışmaya başlamaktı. Yapmam gerekense o tarz soruların nasıl
çözüldüğünü öğrenmek ve daha çok soru üzerine pratik yapmaktı. Ben bu öz
eleştiriyi kendime o zaman yapamamıştım. Çok sonradan farkettim. Bu yüzden
kendi kendinizin öğretmeni olun aynı zamanda. Bu da bir ara tavsiye :)
5.)
Kendini Başkalarıyla Kıyaslama
Hepimiz özeliz.
Yeteneklerimiz, ilgi alanlarımız, yaşanmışlıklarımız, hayallerimiz.. her biri
birbirinden farklı.
Ben bu şekil giyinirim
sen o şekil efenim o o şekil...
Mesela sen yazarak daha iyi
öğreniyorsundur ama arkadaşın dinlediğini anında kapıyodur. Bu "Sen
aptalsın." demek değil. "Sen ondan farklısın." demek. Bir diğer
arkadaşın da çizerek daha iyi anlıyordur. Örneğin ben.. Tarih dersi aklımda
kalmadığı için büyük kağıtlara padişahları, savaş gemilerini çizerek, onları
konuşma baloncuklarıyla konuşturarak aklımda kalmasını sağlardım.
Ya da mesela arkadaşın öğlen 3'ten akşam
8'e kadar çalışıyodur. Ama sen o saatler çalışmayı hiç sevmiyorsun. Sen gece
saatlerinde daha verimli çalıştığını düşünüyorsun veya sabah saatleri.. Bu da
senin bir farkın. Bazen sevmediğin zamanlarda da bir miktar fedakarlık yapman
gerekecek. Ama kendini diğerleriyle kıyaslayarak "aptal" ya da
"zeki" diye sınıflandırma. Yalnızca birbirinizden "farklı"
olduğunuzu kabul et. Etrafında seni sürekli bir kalıba sokmaya çalışan çok
insan olabilir. Bunun içinde şu sözü aklına getir, gülümse ve yoluna devam et:
"Boş
tenekeden çok ses çıkar." :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder